Altyapı ve Kentsel Dönüşüm İl Müdürü Vekili Erkan Yaşacan, geçen yıl yürürlüğe giren kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini belirterek, İzmir'in kentsel dönüşümde İstanbul'dan sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi.
Yaşacan, "Vatandaşlarımızın bilgilendirmeye paralel olarak ilgilerinin ve girişimlerinin arttığını görüyoruz. Bugün itibariyle 300 bina ve bin 300 dairenin riskli yapı tespiti yapıldı. Yıkım süreci başlatıldı. Bunların yerine 2 bin 400 daire yapılacak. 21 yetkili belediyeden tek bir riskli yapı tespiti bize gelmedi. Bazı belediyeler, 'biz sizin yasanızı dinlemeyiz, otopark ücreti alırız' diye vatandaşların üzerlerine gidiyorlar. Bu parayı yatırrmazsan sana ruhsat vermem diyor. Bu İzmir'e büyük bir ayıptır. Böyle engelleme yapan idareciler hakkında vatandaşlar Cumhuriyet Savcüığı'na suç duyurusunda bulunsunlar. Yasal süreci uygulayan çok sayıda belediyeler var ama bunu uygulamamakta ayak direten belediyeler de var. Biz zamanla bunları ikna edeceğiz diyoruz. Yasanın hükümleri açık. Buna direnmenin sonu yok" diye konuştu.
Altyapı ve Kentsel Dönüşüm İl Müdürü Vekili Erkan Yaşacan, yaptıkları çalışmalar hakkında Yeni Asır'a bilgi verdi. Kentsel dönüşüm yasasının Aralık 2012'de yürürlüğe girdiğini hatırlatan Yaşacan, Bursa, İstanbul ve İzmir'de, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm İl müdürlükleri kurulduğunu söyledi. Yaşacan, "Bu müdürlükler sadece bu üç ilde kuruldu. Diğer illerde Çevre ve Şehircilik İl müdürlükleri içinde şube müdürlüğü şeklinde faaliyet gösteriliyor. Bu üç ilimize ayrı bir önem veriliyor. Bu şehirlerde riskli yapıların sayısı çok fazla" dedi.
'İnsanlar bilinçleniyor'
Vatandaşların yasa hakkında bilgilerinin arttıkça kentsel dönüşüme sıcak baktığım anlatan Yaşacan, "6306 kanun çıktıktan sonra şehrimizde yasaya ilişkin olarak vatandaşlarımızın ve yerel idarelerin tedirginlikleri vardı. Bu tedirginlikler bugün itibariyle artık kalmadı. Riski yapı tespitlerine ilişkin rakamlar çok sevindirici. Bugün itibariyle Yeni Asır 300 bina ve bin 300 dairenin riskli yapı tespiti yapıldı. Yıkım süreci başlatıldı. Bunların yerine 2 bin 400 dairelik binalar yapılacak.
Biz yerel idarelerin bu süreç içerisinde olması gerektiğine inanıyoruz. Yerel idareler riskli yapı tespitinde aktif olursa bu rakam bugün 300 değil 3 bin olur. 21 ilçe belediyesinin riskli yapı tespiti yaptırma yetkisi var. Ekipmanları yoksa Bakanlık hibe şeklinde kaynak aktarıyor. 21 yetkili belediyeden tek bir riskli yapı tespiti gelmedi. Belediyelerin hepsini aynı kefeye koymamak gerekiyor. 6306 sayılı kanun kapsamında Narlıdere, Karşıyaka belediyeleri çalışma yürütüyor. Buca ve Karabağlar Belediyeleri, yeni çıkan kanun kapsamında sizinle çalışmak istiyoruz diyerek tekliflerini ilettiler. 81 il göz önüne alındığında riskli yapı tespitinde İstanbul'dan sonra ikinci sıradayız. Yıkımlarda da ikinciyiz. İzmir'de 50 bina, 268 daire yıkıldı. Yıl sonuna kadar bu rakamları çarpı 2 yapmaya çalışıyoruz" dedi.
Engellemeye çalışıyorlar
Yaşacan, belediyelerden vatandaşı doğru bilgilendirmesini isteyerek, şunları söyledi: "Doğru bilgilendirmeyi bırakın bazı belediyelerimiz bu yasa kapsamında getirilen muafiyetleri 'biz takmayız' diyorlar. Otopark ücreti alnmaması lazım. Bazı belediyeler, 'biz sizin yasanızı dinlemeyiz, otopark ücreti alırız' diye vatandaşların üzerlerine gidiyorlar. Oldukça yüksek bedeller söz konusu.
Bu yasa kapsamında otopark, ruhsat harcım vatandaşm yatırmasına gerek yok. 'Bu paraya yatırmazsan sana ruhsat vermem diyor' Bu İzmir'e büyük bir ayıptır. Böyle engelleme yapan idareciler hakkında vatandaşlar Cumhuriyet Savcüığı'na suç duyurusunda bulunsunlar. Yasanın avantaj lalından yararlanmak için sonuna kadar savaşsınlar. Bizim de bazı yaptırımlarımız var. Disiplin amiri hükümleri kapsamnda ilgili bilimlerin disiplin amirlerine şikayette bulunma hakkımız var. Bu konuya biz girmek istemiyoruz.
Kötü olmak istemiyoruz. Yasal süreci uygulayan çok sayıda belediye var ama bunu uygulamamakta ayak direten belediyeler de var. Biz zamanla bunları ikna edeceğiz diyoruz. Yasanın hükümleri açık. Buna direnmenin sonu yok"