28.09.2013

Mustafa Toprak: İzmir'in dönüşüme ihtiyacı var!

Herkesin kaygılarını bir yana bırakması gerektiğine işaret eden Vali Toprak "Türkiye'nin üçüncü büyük metropolu, fuar ve liman kenti İzmir, gecekondu yoğunluğunu kentsel dönüşüm projeleriyle aşmak istiyor" dedi


Dünyanın en büyük sosyal etkinliklerinden EXPO 2020'nin aday kentleri arasında yer alan İzmir'de, hem Türkiye'nin ilk kez EXPO'ya ev sahipliği yapması hem de adaylık sürecinde kentin vitrininin yenilenmesi amaçlanıyor. 


İzmir Valisi Mustafa Toprak, yaptığı açıklamada, çalışmalar hemen başlasa bile İzmir'deki kentsel dönüşümün 20 yılda tamamlanamayacağını belirtti.


O nedenle dönüşümün hızlandırılması gerektiğini aktaran Toprak, insanların beklemeye tahammülü olmadığını, insani anlamda yaşama ihtiyacı olunduğunu kaydetti.


İzmir'de güvenliksiz, niteliksiz ve sağlıksız yapılaşmanın söz konusu olduğunu ifade eden Toprak, "Ben de söylüyorum, özellikle afet riski taşıyan bir ile bunlar yakışmıyor, insaniyete, sosyal yaşama da yakışmıyor" dedi.


Türkiye'de 10 yıl önce yapılan araştırmada, 16 büyükşehir arasında niteliksiz, sağlıksız ve güvenliksiz gecekondu bölge ortalamasıyla İzmir'in ilk sırada yer aldığını anımsatan Mustafa Toprak, şehir büyüse ve gecekondu oranı azalsa da bugün aynı gerçeğin gözler önünde durduğunu kaydetti.


Kentsel dönüşüm bölgeleri


Kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde çalışmaların sürdüğüne dikkati çeken Vali Toprak, "Bayraklı, Karşıyaka, Bostanlı'ya geçişte yan yatan binalar ele alınacak. Daha ziyade Karşıyaka ile Bayraklı arasındaki Bornova'ya varan o yapılaşma dahil olmak üzere çalışılıyor" diye konuştu. 


Gaziemir, Karabağlar ve Buca ilçelerindeki kentsel dönüşüm bölgelerine ilişkin hazırlık yapıldığını söyleyen Mustafa Toprak, çalışmaların daha iyi yürümesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yansıması olarak İzmir'de Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü'nün çalışmalara dahil edildiğini anlattı.


Kentin durumuna ilişkin doğru tespitlerin yapılması gerektiğini vurgulayan Vali Toprak, şöyle konuştu:


"Doğru konuşalım, bugün başlasak 20 yılda dönüştüremeyiz. Onun için acele dönüştürmeliyiz diyoruz. Bu ilin insanlarının beklemeye tahammülü yok, insani anlamda yaşamaya ihtiyacı var, lafa ihtiyacı yok. Bu durum, birliği, beraberliği ortak çalışmayı gerektiriyor. Belediyeler de bu konuda çalışma yapma yetisine sahiptir. Eskiden beri mevzuat böyleydi. Yetmediği için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı baktı ki olmuyor, yürütülemiyor, kendi üzerine görevi aldı. En iyisi iki çalışmanın insicamlı olarak yürümesidir. Biz bunu kurmaya çalışıyoruz. Bunu kurmazsak da olur ama 20 yılda alınacak mesafeyi 40 yıla çıkarmaz mıyız? O zaman bu İzmir'e hak mıdır, İzmir'e yakışıyor mu?"


Diyarbakır-İzmir karşılaştırması 


Mustafa Toprak, çarpık yapılaşmanın İzmir'de son 5-10 yılda başlamadığını, ancak son yıllara kadar çözüme ilişkin mesafe de alınamadığını dile getirdi.


Herkesin kaygılarını bir yana bırakması gerektiğine işaret eden Vali Toprak, şunları söyledi:


"Herkesin bu işe el atması gerekiyor. Ben yıllar önce İzmir'e gelmiştim, orada etrafı çevrilmiş bir yer vardı, 'burada inşaat yapılıyor' dediler. Belki 15-20 yıl oldu mu bilmiyorum, tam da tarih versem yanlış olur. Gittim geldim, 'burada bir yer var' dediler. Orası mı? Bina yapılmıyor muydu? Hala duruyor öyle. Şaşırmaya gerek yok ki. Heyhat! Diyarbakır'da bir Suriçi var, yoğun göç hareketlerinin olduğu 85-90-95'lerde oluşmuş, kontrolsüz, gecekondu... Milletin bir yerlerden kaçarak gelip yukarıya yığma şekilde 10 kat yaptığı binalar var. Yeşil alanı yok. Bitişik nizam, içinden araba geçecek kadar dahi yolu yok. Şimdi tüm bunlara rağmen ben gelip Gürçeşme'ye, İkiçeşmelik'e, Karabağlar'ın içine, bayrağımızın dalgalandığı Kadifekale'ye, Yamanlar Dağı'nın altındaki mahallelere gittiğimde hayal kırıklığına uğruyorum. Oradan daha kötü. Açık ve net. Diyarbakır'ın yeni yerleşim alanı var, 1980'lerde imar planı yapılmış, o çerçevede genişliyor, planlı yapılaşma var."


Medeniyetin filizlendiği İzmir'in tüm göstergeler açısından Türkiye'nin 3. büyük şehri olduğunu söyleyen Mustafa Toprak, "İnsani bilinç düzeyinin yüksek olduğu İzmir'de eğitimli, donanımlı insanlar var. Bu ilin seçilmiş, atanmışları var. Yakışmıyor, yakışmıyor...Ben de söylüyorsam katkı sağlayamıyorsam bana da inanmayınız. Artık iş yapma zamanıdır. Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz" diye konuştu. 


Kemeraltı çalışmaları


Tarihi Kemeraltı Çarşısı'ndaki seyyar satıcı ve işportacıların engellenmesine ilişkin Valilik çalışmalarını da değerlendiren Vali Toprak, herkesin Kemeraltı'na işinin düştüğünü, ancak satıcılar nedeniyle bir dönem çarşının yürünmez hale geldiğini söyledi.


İzmir Valilik binası yanındaki çarşı girişinde de artık satıcı bulunmadığına dikkati çeken Mustafa Toprak,sözlerini şöyle sonlandırdı:


 "Kamuoyu baskısı da oluşmuştu, biz de noktayı koyduk. Bu işlere cüretkar, kanuni, vicdani ve kararlı bir şekilde gitmezseniz Valililik makamının içine de sergi açabilirler. Kararlı olmak ' vurdum kırdım' demek değil. Güzellikle yapabiliyorsak kırıp dökmeden yapmak önemlidir. Burada kanayan yara vardı. Burası antik çağlardan gelmişti ve son yüzyıllarda önemli bir ticari merkez olmuştu. Yakışmıyordu. Birlikte hareket ettik, sinerji oluşturuldu. Burada bir tarihi eser var, kültürel değerdir, ticaret merkezidir. İnsanların güzel bir ortamda gezme fırsat yakaladığı yerdir. Kruvaziyerden 3 bin 500 kişi iniyor, bin kişi Efes'e gidiyorsa bin kişisi yemeğe gidiyor, bin kişi de Agora, Kadifekale'ye kadar geziyor. Demek ki temiz olmalı. Daha güzel görünüm, aydınlatma, temizliği daha iyi olmalı ama ben tek başıma yapamam ki. Ben de diğer katılımcı arkadaşlara teşekkür ediyorum."